Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan en renkli, en özel ve en gösterişli el sanatlarından biri olan Çini sanatı, yaşadığımız dönemde mimari amaçlı kullanılmasa da, genel olarak el sanatları ve görsel işlerde yoğun olarak izlerini görmekteyiz. Hediyelik eşya satan mağazalarda, çini ustalarının hünerli ellerinden çıkan çini tabak, çini vazo, çini süs eşyası, çini kupa, lale desenli Çini duvar tabağı, çini desenli hediyelik eşyalar ve benzeri birçok çini ürününe rastlayabilirsiniz. Çini ürünlerin tüketicilerin tarafında sıkça tercih edilme nedenlerinden biri de geçmişin o muhteşem el sanatlarına duyulan özlem olabilir. Çini ustaları, bu sanatı hayat devam ettikçe sürdürme niyetinde olup, yeni neslin de çini sanatını öğrenebilmesi için çeşitli eğitimler vermektedir. Özellikle büyükşehirlerin eğitim kurumlarında çini sanatı öğretebilmek için kurslar düzenlenmekte ve bu sanata merak salan herkese çini sanatı eğitimi verilmektedir.
Çini sanatından Lale ve lale kültürüne geçmek istiyoruz. Şaşırmanıza gerek yok. Çünkü Lale’nin Osmanlı İmparatorluğunda çok özel ve ayrı bir yeri vardı. İran Selçuklularının ve Büyük Selçukluların sanat eserlerinde, 12. Yüzyıldan itibaren, lâle motiflerine rastlanmaktadır. Anadolu Selçuklu devletinin başkenti Konya’da ki eserlerde de lale motiflerine rastlanır. Lale ve lâle kültürünün Anadolu’ya Türklerle birlikte geldiğine kesin gözle bakılmaktadır. Osmanlı’dan günümüze kadar gelen birçok yapıtta ve yapıda lale desenli çini ve modellere rastlamak mümkündür. Her dönemde olduğu gibi, Osmanlı döneminde de o dönemin en yağın objeleri el sanatlarına yansıtılmıştır. Dönemin en ünlü nesnesi olan lale, el sanatlarında da kullanılmış ve yaygınlaşmıştır.
İstanbul’un Fethi’nden sonra, şehrin yeniden baştan başa imarında Fatih Sultan Mehmet’in izleri vardır. Eski bir bahçıvan olan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un tüm bahçe ve parklarını laleler ile süslemiştir. Zamanın çoğunu bahçelerin süslenmesi ve laleler için harcar ve bundan büyük bir keyif duyardı. Fatih Sultan Mehmet’ten sonra, Kanuni devrinde de, lâle türleri geliştirip çoğaltılmıştır. Günümüzde de aynı şekilde (özellikle İstanbul ilimizde) lalenin büyük bir yeri ve önemi vardır. İstanbul’un hemen her ilçesinde, bahçe ve parklarında lale izlerini görebilirsiniz. Özellikle son yıllarda milyonlarca lale ithal edilip bütün şehir laleler ile donatılmış ve muhteşem bir görsel şölen hazırlanmıştır.
Ben özlem duyulan şeyin geçmişten gelmesinden ziyade el emeği olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. çini bugün bulunsa yarın da hayran olunası bir sanat eseri olacak. Ama onu yükseltmek de alçaltmak da bizim elimizde. Zamanında bize iş ödevleri verilirdi orta okulda. bu konuda dersler verilmesi gerekir artık.
Osmanlı lale zerafeti olarak hazırlanan çiniler ile ilgili olarak bilgi verici ve aydınlatıcı bir yazı olmuş diyebilirim. Çok teşekkürler.