16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan cami, Kanuni Sultan Süleyman adına yapılmıştır. Mimarisinin ve iç güzelliğinin görenler tarafından büyük bir hayranlık uyandırdığı bu yapı Osmanlı mimari tarzında yapılmıştır. Çevresinde de hastane, hamam ve kütüphane gibi bazı yapılarda bulunmaktadır. Özellikle turistlerin büyük ilgisini çeken Süleymaniye Camisinde kullanılan çiniler İznik’ten getirilmiştir. Süleymaniye Cami çinileri renkleri ve desenleri bakımından insanı büyülemektedir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın 4. Padişah olmasından dolayı camide 4 adet minare bulunmaktadır. Minarelerdeki 10 şerefe Kanuni Sultan Süleyman’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. Padişahı olmasından dolayıdır. Caminin içinde bulunan hat sanatları Hasan Çelebi tarafından yapılmış olup, içindeki motifler ve renkler dönemin izlerini taşımaktadır. 7 yılda tamamlanan cami İstanbul’un en güzel yerinde bulunan devasa bir tarihi anıttır.
Restorasyonda Ortaya Çıkan Çiniler
2007 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında, caminin bazı yerlerinde 463 yıl önce kullanılmış olan orijinal İznik çinilerine rastlanılmıştır. Şöyle ki 1960 yılında caminin içi çimento ile sıvanmıştır. O zamanlarda kullanılan bu teknikle cami soğuktan ya da sudan korunmak istenmiş olabilirdi. Ama zamanla dış etkenlerden dolayı sıvalarda dökülmeler ve kusmalar meydana gelmiştir. İşte bu nedenle eski yöntemin son teknoloji ile değiştirilmesi gerektiği için çimentodan temizleme işlemleri camide uygulanmıştır.
Bu uygulama sırasında tesadüf eseri fil ayaklarında çinilere rastlanmıştır. Çiniler üzerinde de hat yazılarına rastlanıldığından dolayı çinilere zarar verilmeden bu levhaların çıkarılması gerektiği düşünülmüştür. İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü bu zamanda konuya el koymuş ve Süleymaniye Cami çinileri koruma altına alınmıştır. Çinilerin ve hat yazılarının birlikte mi sergilenmesi ya da ayrı mı değerlendirilmesi gerektiği konu da karar aşamasında olan bir konu olarak gündeme gelmiştir.
Restorasyon çalışmaları sırasında ayrıca, aslan göğsü denilen yerde kalem işlerine de rastlanılmış olup, bulunan bu eserlerin tarihi değerlerinin de oldukça büyük olduğu saptanmıştır. Restorasyon bitiminde kalem işleri gelen ziyaretçilerin görmesi açısından gösterime sunulmuştur.
Süleymaniye Camisi’nin Sağlamlığı
Cami, bu güne kadar birçok deprem atlatan İstanbul ilinde hiçbir hasar görmeden hala ayakta kalan yapılar arasındadır. Caminin ve özellikle kubbesinin çok sağlam olduğu yapılan simülasyon çalışmaları sonucunda ispatlanmıştır. Tesadüf eseri ortaya çıkan Süleymaniye Cami çinileri ve kalem işlerinden başka daha ne gibi sürprizlerin bizleri beklediği de belli değildir.
İstanbul üniversitesinde okuyup burayı bir kez ziyaret etmeyenler mutlaka gitmeliler. Beyazıt bu konuda cennettir, pek çok tarihi bina ve cami var. Her geçtiğiniz yerde burası da tarihi bir eser mi diyorsunuz.