Rüstem Paşa Cami Çinileri geçmişten günümüze gelen ve canlılığını neredeyse hemen hemen ilk günkü gibi korumayı başarmış ender çinilerdendir. İstanbul Tahtakale de bulunan bu görkemli camiye gittiğinizde gerçekten Mimar Sinan’ın hayranı olmamak elde değil diyeceksiniz. Çünkü camiyi görür görmez estetiğine ve kubbelerin harika görüntüsüne hayran kaldım. Bu güzel camiyi gidip gezmiş birisi olarak sizlere tavsiyem kesinlikle İstanbul’a gittiğinizde bu güzel camiyi de ziyaret etmeniz olacaktır.
Bu eşsiz camiyi gezen birisi olarak hakkında az bilgi vermek istiyorum. Rüstem Paşa Camii Enderun mekteplerinde yetişen ve devletin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra, devrin azametli sultanı Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa adına inşa edilmiştir. Bu eşsiz yapıtı gezerken böyle bir güzel eseri yapsa yapsa ancak Mimar Sinan yapar diyorsunuz. Caminin duvarlarından adeta mimar Sinan’ın sanatı fışkırıyor.
Rüstem Paşa Camii içerisinde dikkatimi çeken bir başka husus ise caminin sekizgene benzemesi oldu ve yine alt kısmı dükkan olarak tasarlanmış. Bu dükkanlardan elde edilecek gelir de camiinin giderleri için kullanılmaktaymış. 1560’lı yıllarda bunların düşünülmesi insanı gerçekten hayretler içerisinde bırakıyor. Cami şeklinden dolayı yapıldığı dönemde epey bir eleştiri almıştır. Bunun üzerine Mimar Sinan caminin iç mekanını bir benzeri olmayan eşsiz güzellikteki çinilerle öyle bir donatmış ki, bulunduğu devrin en gösterişli camisi haline gelmiş. Mimar Sinan devrindeki Osmanlı çini sanatının eşsiz örnekleri olan çinileri İznik ve Kütahya yörelerinden getirtmiştir. Ağırlıkla mavi renk olarak tercih edilen çiniler üzerine ise çiçek motiflerinden tutunda soyut şekillere kadar çok farklı türde desenler çizilmiştir.
Böylece Rüstem Paşa Camii çinileri yapıldığı dönemden günümüze hala da adından söz ettirmektedir. Çinilerdeki estetik ve birbiri ile olan uyumu insanın gözüne ve zihnine ayrı bir ferahlık sunuyor. Caminin bir başka estetik güzelliği ise altı dükkan olarak tasarlandığından dolayı iç kısma yan taraflardaki merdivenlerden çıkıyorsunuz. Merdivenlerden çıkınca sizi küçük ve şirin bir avlı karşılıyor. Rüstem Paşa Cami’nin en görkemli kısmını ise sekiz köşeli fil ayağı ile desteklenmiş devasa kubbesi oluşturuyor.
Hep söylerim, çini de mavi renk çok asaletli ve ihtişamlı duruyor. Bu tarz yerleri gezmek bana huzur veriyor. Ancak istanbula bir gelebilsem… gidenler benim yerime de bu güzel eseri görsün